2 Ekim 2007 Salı

doktor ve hastası

Kanser hastanesinde bashekimken Serap adinda genc bir hanim hastam vardi.Bu hastam gögüs kanserine yakalanmis ve tedavi icin yurt disina gitmekistemesine ragmen, bazi formaliteler sebebiyle o imkani bulamamisti. Serap'iözel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altina aldim. Ve kisa bir süre sonra daAllah'in izniyle iyilestigini gördüm. Ancak Serap'in da bütün diger kanserliler gibi ilk 5 yillik süreyi cok dikkatli gecirmesi gerekiyordu.Bir is kadini olan Serap, 4 yil kadar sonra 1 ihale icin izmir'e gitmekistedi. Kis aylarinda oldugumuz icin uçakla gitmesi sartiya kabul ettim.Maalesef bilet bulamamis ve benden habersiz bindigi otobüsun kaza gecirmesiüzerine 6 saat kadar mahsur kalmis. Dönüsünden kisa bir süre sonra kanser,kemik ve akcigerine yayildi. Serap bacak kemiklerindeki metasaz nedeniyleyürüyemez hale gelirken, hastaligin akcigerdeki tezahuru sebebiyle de devamli olarak oksijen cihazi kullaniyor ve söyledigi her kelimeden sonraagzini o cihaza yapistirarak nefes almak zorunda kaliyordu. Evine gittigimgün, yine güclükle konusarak:- Doktor bey, dedi. Ben size...darginim.- "Niçin?"diye sordum.- "Siz...dindar...bir...insanmissiniz...nicin...bana...da, Allah'i...ölümü... ahireti... anlatmiyorsunuz?"Dini inançlarinin çok zayif oldugunu bildigim için bu teklifi karsisindaoldukça sasirdim. O'nu üzmemeye çalisarak:- "Doktora ulasmak kolaydir dedim. Parayi bastirdin mi istediginetedavi olursun. Ancak iman tedavisi icin gönülden istek duymalisin..."Konusmaya mecali olmadigindan "ben o istegi duyuyorum" manasinda basinisalladi. Artik ümitsiz bir tibbi tedavinin yanisira, ebedi hayatin vesaadetin reçetesi olan iman derslerimiz baslamis ve son günlerini yasayanSerap icin bu dersler "hizlandirilmali ögretime" dönmüstü. Anlattigim imanhakikatlarini bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatina bir hafta kala:- "Doktor bey, dedi. Ben...ölürken...ne...söyleme-liyim?"- "Senin durumun cok özel" dedim. Kelime-i Sehadet sana uzun gelir. O ani farkedince Muhammed (s.a.v) sana yeter."O, haliyle tebessüm ederek yine basini salladi. Cok istirabi oldugu içinSerap'a sürekli morfin yapiyor ve O'nu uyutmaya calisiyorduk. Ben, bir is seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüsümde annesitelefon ederek:- "Serap, bir haftadir morfin yaptirmiyor." Dedi."Sabahlara kadarinliyor ve cok istirap çekiyor."Hemen eve gittim ve igne yaptirmamasinin sebebini sordum. Aldigim cevabihala unutamiyor ve hatirladikça ürperiyorum.-"Ya morfinin tesiriyle ölümeuykuda yakalanir ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?. Iste Serap, böylebir hanimdi. Bu arada benden istihareye yatmami ve eger bir kaç gün dahaömrü varsa , son günü uyanik kalacak sekilde morfin yaptirilmasini ricaetti. Ben hiç adetim olmadigi halde cuma gününe rastlayan o gece istihareyeyattim ve Serap'in acizligi hürmetine olacak ki Sali gününe kadar yasiyacagina dair isaret sezdim.Ertesi gun O'na:- "Hiç korkma!" dedim. "Igneyi vurdurabilirsin."Ve Serap bir veda niteligi tasiyan bu görüsmemizde son sorusunu da sordu:- "Doktor bey...Azrail...bana...nasil...görü...ne-cek?"- "Kizim," dedim. "O bir melek degil mi? Hic merak etme, sana yakisiklibir prens gibi gelecektir."Sali günü Serap'in agirlastigi haberini alincahemen eve gittim. Ancak vefatina yetisememistim. Ailesi tam manasiylaperisandi. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanim akrabasiayaktaydi ve beni görünce yanima gelerek:- "Doktor bey, biliyor musunuz , bu evde biraz önce bir mucize yasandi!" dedi ve devam etti:- Serap, bir saat kadar once oksijen cihazini atti ve "yataktan kalkmasi imkansiz" denmesine ragmen kalkarak abdest aldi, iki rekat namaz kildi. Bütün ev halki hayretten donup kaldik. Ve kelime-i Sehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de:- "Doktor bey'e söyleyin, dedi. Azrail, O'nun söylediginden de güzelmis!!!"

Hiç yorum yok: