3 Kasım 2007 Cumartesi

Gidişin Gidişim Olursa

Gidişin gidişim olursa
Yarım kalır şiirlerimiz
Öykülerimiz sebepsiz
Ve birer yetim gibi çaresiz kalır
Tüm kelimelerimiz…

Gidişin gidişim olursa
Ocakta çaydandık sahipsiz kalır
Salonda ki Cezayir Menekşesi solar
Odamın ışığı kör olur
Radyom musiki söylemez artık
Bizi dinleyen duvarlar sağır olur…

Gidişin gidişim olursa
Mutfakta ayna pas tutar
Telefonlar sessizliğe hıçkırır
Ve saatler
Sadece borcu olduğundan zamana tıkılır…

Gidişin gidişim olursa
Ağlar kibritin yaktığı ateş
Bulutun düşürdüğü yağmur
Takvimler
Ve bahçemde ki gül çiçeği
Güzelliğini kimse görmedi de ondan solar
Çocuklar bahçeye yine kaçılır toplarını
Geri vermem onlarda ağlar…

Gidişin gidişim olursa
Ya ellerine bir başka el değerse
Ya gözlerine hüzün çiğ gibi düşerse
Bil ki felaketim olur
Yavaş yavaş gelir ölüm
Sesiz sedasız ölürüm…

Hiç yorum yok: